Toplumda her insanda görülebilen varis rahatsızlığı çoğunlukla kadınları olumsuz yönde etkilemektedir. Her ne kadar kozmetik bir problem gibi görünüyor olsa da, bir damar hastalığı olan varisler ileri aşamalarda kişinin yaşam kalitesini de etkileyerek çeşitli şikayetlere yol açar ve bunun yanı sıra yürümelerine ya da ayakta durmalarına bile müsaade etmeyebilirler.
Varis problemi toplardamarların içerisinde yer alan kapakçıkların çeşitli nedenlerle fonksiyonlarını yitirmesi doğrultusunda ortaya çıkmaktadır. Bir conta görevi gören sağlıklı kapakçıklar kan dolaşımı esnasında kanın yukarı pompalanmasını ve geri kaçmamasını sağlarlar.
Özellikle çok uzun süre ayakta durarak çalışan kişilerin bacaklarında basınç artışı görülür ve bu artan basınç toplardamarlar içerisinde bulunan kapakçıkların zedelenmesine ve fonksiyonlarını yitirmesine neden olur.
Kapakçıklar hasar gördüğünde işlevlerini tam olarak yerine getiremediklerinden kanın tamamını pompalayamaz ve bir kısmını geri kaçırır. Geri kaçan kan birikmeye yüz tuttuğu için bir müddet sonra damar hacmini aşacak duruma geldiğinden damarların şişmesine ve varislerin ortaya çıkmasına sebep olurlar.
Şişip, büzülen ve kıvrımlı alan damarlar cilt üzerinden görünecek şekilde ciddi boyutlara ulaşırlar. Her ne kadar estetik bir sorun gibi görünüyor olsa da sadece görünüm açısından değil yaşattıkları ağrı, sızlama, kaşıntı ve kramp gibi şikayetler kişiyi ciddi manada olumsuz etkiler.
Varis problemi çoğunlukla bacaklarda ortaya çıkmaktadır. Bunun nedeni ise uzmanlar tarafından bacakta ki toplardamarların kanı hem yer çekimine karşı koyarak yukarı doğru taşımaya çalışması olarak ifade edilir.
Kimler Varis Riski Altında?
Varislerin ortaya çıkmasında rol oynayan en büyük etken ailesel yatkınlık olup sürekli ayakta ya da oturarak çalışmak, ağır yük kaldırmak, sigara ve alkol kullanımı, fazla kilolar, aşırı topuklu ayakkabı kullanımı gibi nedenlerde maalesef sebebiyet veren faktörlerden bazılarıdır.
Varis Kişilerin Hayatını Olumsuz Etkiler
Varis problemi kişilerin yaşam tarzını olumsuz yönde etkileyerek ağrı, sızlama, kaşıntı, kramp ve benzer bir çok şikayete sebebiyet vermenin yanı sıra estetik açıdan da kötü görünüme mahkum eden bir rahatsızlıktır. Örümcek ağına benzer ince ve küçük yapılardan başlayarak parmak kalınlığında ki şişliklere kadar her toplardamar problemi varis olarak adlandırılır.
Özellikle cerrah, berber, öğretmen gibi sürekli olarak ayakta duran kişilerde görülebilen hastalık “meslek hastalığı” olarak da adlandırılmaktadır.
Varislerin Yaşattığı Olumsuzluklar
– Ağrı
– Şişlik
– Sızlama
– Kramp
– Kaşıntı
– Bacak yaraları
– Kanama
– Bacaklarda ağırlık hissi
– Uyuşukluk
Varislerden Korunmak İçin Alınması Gereken Önlemler
– Her fırsatta bacaklar kalp seviyesinden yukarıda olacak şekilde istirahat edin.
– Doktorunuzun tavsiye edeceği uygun varis çorabını kullanın.
– Fazla kilolarınızdan uzaklaşın.
– Günlük yürüyüşler gerçekleştirin.
– Uzun süre sabit olacak şekilde oturmayın ya da ayakta durmayın. Durmanız gerekiyorsa belli periyotlarda hareket edin.
– Bacaklarınıza soğuk su masajı uygulayın.
– Uzun süre topuklu ayakkabı kullanmaktan kaçının. Hiç kullanmamanız daha avantajlı olacaktır.
Varislerin Teşhisi ve Tedavisi Nasıl Yapılır?
Varislerin teşhisinde tercih edilen en popüler ve etkin yöntem doppler ultrasondur. Bu alet yardımıyla bacaklar taranarak genişleyen ve problem yaratan toplardamarlar ve ortaya çıkan kaçak tespit edilir. Bu doğrultuda varisin hangi evrede olduğu teşhis edilerek tedavide kullanılacak olan en doğru yöntemin ne olduğu da anlaşılır.
Tedavide ki ana prensip tespit edilen sorunlu damarların ortadan kaldırılmasına dayanır. Hasar görerek fonksiyonunu tamamen yitiren bu damar artık vücut için faydadan çok zarar niteliği taşımaktadır.
Bu doğrultuda iki ana tedavi prensibi söz konus olmaktadır. Bunlar ameliyatlı ve ameliyatsız şekilde adlandırılırlar. Ameliyatlı yöntem açık cerrahi yani kesi uygulanarak damarın çıkarılma işlemidir. Ameliyatsız yöntem ise kapalı cerrahi yani kesi uygulanmadan cilt üzerinden uygulanmaktadır.
Avantajları göz önüne alındığında en çok tercih edileni kapalı yöntemlerdir. Radyofrekans, lazer, köpük skleroterapi ve yapıştırma ismi verilen bu yöntemlerle cilt üzerinden damarların tahrip edilmesi amaçlanır ve oldukça etkilidir.
Op. Dr. Rüştü KALAÇ 1989 yılında Ankara Tıp Fakültesinden mezun olarak, 1998 yılında Ondokuz Mayıs Üniversitesi Tıp Fakültesi'nde Kalp Damar Cerrahi Uzmanlığı İhtisasını tamamlamıştır. Şu an IDEA TIP Şişli'de hasta kabul etmektedir.