Köpük tedavisi özellikle ilerleme gösteren orta ve kalın varis tedavisinde gelişmiş merkez ve tecrübeli doktorlar tarafından sıklıkla kullanılan başarı oranı yüksek bir yöntemdir.
Varis köpük tedavisi sayesinde hastalar tedavilerini olduktan sonra herhangi bir istirahate ihtiyaç duymadıklarından iş, güç ve sosyal hayatlarına ara vermeden devam edebilmektedirler.
Kliniklerimizde ameliyatsız varis tedavisi için sıklıkla kullandığımız yöntemlerden biri olan köpük hastalarımız için oldukça avantaj sağlamaktadır.
Varise Köpük Tedavisi Nasıl Uygulanır?
Son yıllarda artan deneyimler ile varis köpük tedavisi yaygın bir şekilde kullanılmaktadır. Varis ameliyatını saf dışı eden yöntem doğru eller tarafından uygulandığında mucize yaratmaktadır. Köpük tedavisinde diğer yöntemlere nazaran çok daha az komplikasyon ile karşılaşılır.
Köpük, skleroterapi yöntemi ile aynıdır. Skleroterapi yönteminde ilaç damarlara saf olarak enjekte edilir. İlacın hava ile reaksiyona sokulması doğrultusunda ortaya çıkan beyaz köpük kıvamında ki madde ise köpük yöntemi olarak adlandırılır. Burada amaç az miktarda ki ilaçla daha çok alana tedavi uygulanmasıdır.
Köpükle varis tedavisi skleroterapi gibi damarı yok edecek ilacın damar içine verilmesi şeklinde uygulanır ama skleroterapiden farkı ilaç ¼ oranında hava ile köpürtülerek verilir. Köpük verildiği varisli damarın büzülerek yok olmasını sağlar.
Köpükle Ayak ve Bilek Varisi Tedavi Videosu
Köpükle tedavi edilen varis sonsuza kadar yok edilmiş olur ve aynı damar tekrar genişlemez. Damar yok edildiği için tekrar varis olması mümkün değildir.
Köpük Varis Tedavi Avantajları
Skleroterapi ile aynı yöntem ile uygulanan köpükle varis tedavisi skleroterapiye göre daha fazla üstünlüğü ve avantajı vardır aşağıda köpükle varis tedavisi olan bir hastanın karşılaşacağı avantajları ve fırsatları maddeler halinde sıraladık.
- – Varis tedavi sonrası şişlik ve ağrının daha az olur
- – Çok kalın varislere (başparmak genişliğinde) uygulanabildiği gibi iğne girebilecek kadar ince varislerede (kılcal varis) uygulanır.
- – Oluşabilecek leke miktarı azdır.
- – Varisli damara verilen ilaç miktarı az olduğundan damar dışına kaçması ciddi sorun yaratmaz.
- – Kullanılan ilaç miktarı azaldığı için daha ekonomiktir.
- – Vücuda verilen ilaç azaltılmış olduğu için toxik doza yaklaşılmamış olunur.
- – Köpürtüldüğü için 4-5 katına çıkan ilaç sayesinde aynı senasta daha fazla damar tedavi edilebilir.
- – İlaç miktarı azaldığı için damarın vereceği reaksiyon azaltılmış olur
- – Daha az flebit ve pıhtı oluşur.
- – Ameliyat edilebilecek tüm varisler tedavi edilebildiği gibi ameliyat edilemeyecek orta kalınlıktaki varislerde tedavi edilebilir.
- – Her varis hastası tedavisinde kullanılabilir.
- – Köpük tedavisinde sadece lauromacrogol kullanılır,%1-2-3 konsantrasyonlu ampuller vardır.
Köpük Tedavisinin Yan Etkileri Var mı?
– Tedavi sırasında köpük damar içine değil, damar dışına enjekte edilirse damarın göreceği tahriş cilde yansıyarak, yara oluşur. Ancak bu yara çok ciddi bir problem teşkil etmez. Küçük bir tedavi ile iyileşir.
– İlacın ciltle teması doğrultusunda küçük bir leke meydana gelebilir. Bu leke daha sonra kendiliğinden düzelir. Kişiye göre değişen bu düzelme süresi 8 ayı bulabilmektedir.
– Tedavi sonrasında ağrı gözlemlenebilir. Ancak bu bir yan etki değildir. Köpüğün damarda yarattığı tahrişten kaynaklıdır. Çoğunlukla fazla sürmez. Ağrı ile karşılaşan hastalar bu bölgeye soğuk uygulayarak rahatlayabilir.
– İğne ile yapılan bir tedavi olduğundan iğne ucunun girdiği bölgede küçük morluk gözlemlenebilir. Yan etki değildir. Kısa süre sonra morluklar kendiliğinden geçer.
– Köpük tedavisi sonrası meydana gelen şişlikler bir yan etki değildir. Tedavinin etkisini gösterdiğinin bir işaretidir. Kısa süre sonra diğer oluşumlar gibi şişlikler de kendiliğinden yok olur.
Köpük Tedavisi Riskli mi?
Uzun yıllardır bir çok merkez ve doktor tarafından tercih edilen köpük yönteminde herhangi bir risk ile karşılaşılmamıştır. Dünya üzerinde en popüler varis tedavi yöntemi köpüktür ve herhangi bir riskinin olmadığı bilinmektedir. Sadece hamile kadınlara ve hemofili rahatsızlığı olan insanlara uygulanması önerilmemektedir.
1975 Yılında Malatya'da doğdu. Orta okul ve liseyi Malatya Merkez Gazi Lisesinde okudu. 1994 yılında girdiğim üniversite sınavında Ege Üniversitesi Tıp Fakültesini kazandı. Ege Üniversitesi Tıp Fakültesini 2000 yılında bitirdi.